Page 74 - Cumhuriyet 100 Yaşında
P. 74

sapanla fütuhat yapanlara binnetice
                                                                  terk-i  mevki   etmeğe   mahkümdur.
                                                                  (Alkışlar) Bu bir hakikattir ki , tarihin her
                                                                  devrinde aynen vakidir. Mesela Fransızlar
                                                                  Kanada’da kılıç sallarken oraya İngiliz
                                                                  çiftçisi girmiştir. Bir müddet kılıçla sapan
                                                                  yekdiğeriyle mücadele etti.Ve nihayet
                                                                  sapan galebe çalarak İngilizler Kanada’ya
                                                                 sahip oldu. (Alkışlar) Efendiler; Kılıç
            Diğer taraftan unsur-i asliyi, uzun seferlerde,  kullanan kol yorulur, fakat sapan kullanan kol
            fütuhat meydanlarında dolaştırttılar ve bu  her gün daha çok kuvvetlenir ve her gün toprağa
            suretle kendi kendini tahrib etmiş oluyordu.   daha çok sahip olur.


            Bu itibarla Millet, yani unsur-i asli kendi evinde,  Efendiler;
            kendi yurdunda esbab-ı hayatiyesini istihsal için  Osmanlı fatihleri, hakanları, müstevlileri unsur-i
            çalışmaktan mahrum bir halde bulunuyordu. Bu  asli  ile  beraber  sapanın  önünde  mağlup  olup
            tacidarlar, milleti böyle diyar diyar dolaştırmakla  ric’ate başladıktan sonra asıl felaketlerin büyüğü
            iktifa etmiyorlar; belki fütuhat dairesi dahiline  başladı.  Atiyye-i  Şahane  olarak  ecnebilere
            giren halkı memnun etmek, ecnebileri memnun  bahşedilmiş olan ve memleket dahilindeki gayr-ı
            etmek için, unsur-i aslinin hukukundan menabi-i  Müslimlere verilen herşeyi hukuk-i müktesebe
            iktisadiyesinden  bir  çok  şeyleri  (atiyye)  olarak  telakki olundu. Fakat ecnebiler bununla iktifa
            onlara bahşediyorlardı.                        etmediler; her gün bunu tevsi için aradılar ve
                                                           buldular. Anasır-ı dahiliye, muhafazaya muktedir
            Mesela Fatih zamanında Cenevizlilere verilen  oldukları imtiyazata istinaden ve haricin tertibat
            imtiyazlar bu kabildendir. Nitekim bu imtiyazlarla  ve müzaharetine sığınarak siyasi bir mevcudiyet
            açılan yol bilahare kendisinden sonra tevesü  iktisabı için çalışmaktan geri durmadılar.
            etmiş  bulunuyordu.  Ve  bu  imtiyazat,  devletin  Ecnebiler bir taraftan anasır-ı dahiliyeyi teşvik,
            en kuvvetli zamanında, vukubuluyordu ve  diğer taraftan müdahale ile devlet ve millet
            bunlar, mahza ihsan-ı şahane olmak üzere  aleyhine yeni imtiyazlar alıyorlardı. Bu tazyikat-ı
            vukubuluyordu. Kanuni zamanında Venediklilerle  mütemadiye altında zaten fakir düşmüş olan
            bir ticaret muahedesi yapılmak istenmişti.  anayurdu ve unsur-i asli, devlete verebilecek
            Padişah  bunu  şerefine  mugayir  buldu.  Zira  parayı güç tedarik edebiliyorlardı. Fakat
            ona göre muahede, müsavi devletler arasında  tacidarlar, saraylar, bab-ı aliler debdebeyi idame
            yapılabilirdi. Halbuki o zaman Venedikliler bir  için paraya muhtaçtırlar. Bunun için, bunu temin
            bende makamında idiler. Öyle olmakla beraber  çarelerine tevessül etmiştiler. O çarelerde harici
            ona müsaadatta bulunuldu. İşte bu müsaade  istikrazlar akdi oluyordu. Fakat istikraz şeraitini
            kelimesi bilahare (kapitülasyon) kelimesi ile  o kadar fena yapıyorlardı ki, bazılarını ödemek
            tercüme edilmişti. Bu, arz-ı teslimiyete mecbur  mümkün olmamaya başladı. Ve nihayet birgün
            olanlar  ve bir  kal’a içinde  mahsur olanlar  devletler Osmanlı Devleti’nin iflasına karar
            arasında kullanılan bir kelimedir.             verdiler ve düyun-ı umumiye belasını başımıza
                                                           çöktürdüler.
            Millet, eviyle ve esbab-ı hayatiyesiyle iştigalden
            memnu olarak diyar diyar dolaştırılıyorken bu  Efendiler;
            diyarlar halkı birçok imtiyazlara malik olarak  Milletin duçar olduğu bu hazin hal ve bu sefaletin
            çalışıyor,  yani  fatihler  unsur-i  asliyi  peşine  esbabını  arayacak  olursak, doğrudan  doğruya
            takarak kılıçla fütuhat yaparken, zaptolunan  devlet mefhumunda buluruz. Biliyorsunuz ki,
            memalik    ahalisi  kazandıkları  imtiyazlarla,  Osmanlı Devleti saltanat-ı şahsiye ve en son beş
            muhtariyetlerle sapanlarına yapışıyorlar ve  on sene zarfında da saltanat-ı meşruta esasına
            toprak üzerinde çalışıyorlardı.                müsteniden idare-I hükümet ediyordu. Saltanatı
                                                           şahsiyede her hususta yalnız tacidarların arzu,
            Fakat efendiler alelacele fütuhat yapanlar,  emel ve iradeleri hakimdir.







     74 74  CUMHURİYET’İN 100 . YILI
            CUMHURİYET’İN 100. YILI
   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79