Page 29 - Savunma_2022
P. 29
1924 yılında Ankara’da hafif silah ve top
tamir atölyeleriyle fişek fabrikaları, yine
aynı yıl Yavuz zırhlısının bakımı amacıyla
Gölcük Tersanesi kurulmuştur. Türkiye’nin
ilk ve en büyük özel sektör savunma
sanayi fabrikasının temelleri 1925 yılında
Şakir Zümre tarafından İstanbul Haliç’te
ve tamamı yerli sermaye ile atılmıştır. Türk
havacılık sanayii faaliyetleri 1926 yılında
Tayyare ve Motor Türk A.Ş.(TamTAŞ)’nin
kuruluşu ile başlamıştır. 1930’lu yıllarda
İstanbul’da Nuri Killigil tesisleri (Tabanca,
Havan ve Mühimmat Üretim Tesisleri) de
yine dönemin savunma sanayii alanında
ilk özel firmaları arasında onumlanmıştır.
1940 yılında Nuri Demirağ uçak fabrikası
tarafından NUD-36 eğitim uçağı 24 adet
imal edilmiş, 1944 yılında ise NUD-38 altı
(6) kişilik yolcu uçağı üretilmiştir.
Türk Hava Kurumu tarafından 1941 yılında
Ankara’da kurulan uçak fabrikası ise havacılık sanayiinde ilk büyük girişim olarak kabul edilmektedir.
1944 yılında üretime başlayan fabrikada çok sayıda eğitim uçağı, nakliye uçağı ve planör üretimi
gerçekleştirilmiştir. 1945 yılında da yine Ankara’da ilk uçak motoru fabrikası kurulmuştur.
Cumhuriyet döneminde milli bir savunma sanayiinin tesisi hedefine yönelik gerçekleştirilen girişimlere
rağmen, İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından
sağlanan hibe ve yardımlar ile Türkiye’nin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) girişiyle artış
gösteren askeri yardımlar, henüz kuruluş aşamasında bulunan savunma sanayiinin gelişmesini
durdurmuştur.
Bu kapsamda, 1941–1944 döneminde Ödünç Verme ve Kiralama (Lend and Lease) Kanunu çerçevesinde
ABD tarafından Türkiye’ye 95 milyon dolarlık savaş malzemesi verilmiş, ayrıca 1945 yılında Türkiye ve
ABD arasında yapılan Askeri Yardım Antlaşması ile İkinci Dünya Savaşı sırasında sağlanacak askeri
yardım bir anlaşma ile taahhüt altına alınmıştır.
Savaş sonrası dönemde ise Truman Doktrini ve Marshall Planı çerçevesinde ABD tarafından sağlanan
yardımlar ile bir yandan Türk ordusunu modern silahlarla donatarak Türkiye’nin savunma gücünü
arttırılması diğer yandan ise askeri harcamaların ekonomi üzerinde yarattığı olumsuz etkinin azaltılması
amaçlanmıştır.
Sonuç olarak sağlanan yardımlar, Sovyet tehdidi karşısında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) nin caydırıcı
gücünün artırılmasına önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Ancak ABD’den gönderilen malzemelere bir
bedel ödenmemesine rağmen bu malzemelerin bakımı için her yıl bütçeden ayrılan 400 milyon TL’lik
kaynak, savunma harcamalarının ekonomi üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi artırmıştır.
1950-1974
Bu dönemde savunma sanayi
alanında dış yardım ve dış alım
politikası uygulanmıştır. 1952
yılında Türkiye’nin NATO’ya üye
olmasıyla başlayan süreçte
ihtiyaç fazlası savunma
teçhizatının müttefik ülkelerce
hibe edilmesi, savunma
ürünlerinin yurt içinde üretimini
engellemiş, İkinci Dünya
Savaşı’ndan sonra, giderek
artan dış yardımların da
etkisiyle savunma sanayiinin
geliştirilmesi için sarf edilen
çabalar yavaşlamıştır.
www.time-medya.com 29