Page 59 - Sürdürülebilir Gıda & Tarım
P. 59
Takip eden 20 yıl içerisinde atmosfer kaynaklı dayalı bir emisyon azaltım stratejisi kurgulanmıştır.
sorunlar ve oradan hareketle iklim değişikliğine Emisyon azaltımına ek olarak gerçekleştirilecek
dair riskler, daha fazla sayıda küresel oyuncunun enerji verimliliği kazanımları, uluslararası
dikkatini çekerek farkındalık ajandasında üst finansmana erişim kolaylıkları ve toplam
sıralara tırmanmaya başlamıştır. 1988-1989’un faktör verimliliğindeki artışlar doğrultusunda
iklim değişikliği konusunun sözlü farkındalıktan kurgulanan alternatif AB_AYM senaryosu
çıkıp politika dokümanlarına girmesi konusunda kapsamında uygulanacak yeşil dönüşüm odaklı
önemli yıllar olduğu söylenebilir. “Yeşil Ekonomi” politikaların, sektörel ve makroekonomik
kavramı da yine bu tarihlerde gündeme gelmiştir. görünümü verimlilik, üretim, ihracat ve emisyon
Yeşil ekonomi; ilk kez Pearce, Markandya, Barbier performansı bakımından olumlu yöne çevireceği
(1989) tarafından kullanılmış olan ve 30 yaşını bulgulanmıştır.
henüz geride bırakmış çok yeni bir küresel
olgudur. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) AB_AYM senaryosu, 2030’da toplam CO2
tarafından “Sosyal denkliği ve refahı artırırken, emisyonunu 608 milyon tondan 481 milyon tona
çevresel riskleri ve ekolojik kıtlığı azaltan” bir geriletmekte ve milli geliri 2030’da baz patikaya
çerçeve olarak tanımlanan yeşil ekonomi, çok kıyasla %3 yükseltmektedir. Modelin simülasyon
kapsamlı ve çok aktörlü bir dönüşümü zorunlu sonuçları sınırda karbon düzenlemesini
kılmaktadır. kurgulayan senaryoyla karşılaştırıldığında
özel harcanabilir gelir düzeyinin %10,9;
Türkiye’deki resmî iklim farkındalığının da çizilen tüketim harcamalarının ise %8,6 daha yüksek
takvime benzer ilerlediği söylenebilir. 6 Aralık gerçekleşebildiğini göstermektedir.
1988’de Malta’nın girişimiyle BM Genel Kurulu’nda
kabul edilen İnsanoğlu’nun Bugünkü ve Gelecek Sektörel düzeydeki etkiler incelendiğinde, 2030
Kuşakları İçin Küresel İklimin Korunması itibarıyla DemirÇelik (IS) sektöründe baz patikaya
(Protection of Global Climate for Present and kıyasla üretim kazancı %5 olarak gözlenmektedir.
Future Generations of Mankind) dokümanına Duyarlı sektörlerden olan Makina-Otomotiv’de
katkı veren ülkelerden bir tanesi de Türkiye’dir. (MW ve AU) ise sektörün toplam faktör verimliliği
Yine Türkiye, 1990’da Cenevre’de geçekleştirilen artışlarıyla ivmelenmesi sayesinde 2030 itibarıyla
İkinci Küresel İklim Konferansı’nda, iklim üretim kazancı %49 olarak bulunmaktadır.
değişikliği ve sera gazlarını odağına alan Çimento (CE) sektörünün analiz ufkunun sonunda
deklarasyonu onaylayan 137 ülke arasında baz patikaya kıyasla üretim kazancının %12
yer almıştır. Bu perspektiften bakıldığında, olduğu gözlenmektedir. Son olarak Petro-Kimya
Türkiye’nin benzer ülkelerle karşılaştırıldığında (PE ve CH) sektörü incelendiğinde sektörün
resmi iklim dokümanlarına girişinin geç genişlemesini sürdürdüğü ve üretim kazancının
olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Ancak %17 olduğu görülmektedir. Bu artışlara paralel
ilerleyen yıllarda özellikle Paris Anlaşması olarak adı geçen sektörlerin Demir-Çelik hariç
çerçevesindeki ülke sınıflandırılması konusunda tümünde baz patikaya kıyasla ihracat artışları
uzlaşı sağlanamaması, Türkiye’nin talep ettiği ve emisyon azalımları görülmektedir. Demir-
değişikliğe dair temasların uzaması, sürecin Çelik ihracatındaki kayıp baz patikaya kıyasla %2
belli alanlarda potansiyelinin altında bir hızla düzeyindedir. Unutulmamalıdır ki, önümüzdeki
ilerlemesine neden olmuştur. süreçte geçerli olacak referans senaryo SKD30
ya da SKD50’dir. Demir-Çelik ihracatı, AB_ AYM
Türkiye üzerinde olası etkiler senaryosu altında SKD30’a göre %10, SKD50’ye
Rapor kapsamında elde edilen sektörel ve göre %15 daha yüksektir.
makroekonomik sonuçlar, AYM ile birlikte
önümüzdeki yıldan itibaren gündeme gelecek olası Emisyonlarda önemli ölçüde azaltım sağlamasına,
bir sınırda karbon düzenleme mekanizmasının karbonun fiyatlanmasına, enerji verimliliğine ve
maliyetlerinin yüksek olacağını belgelenmektedir. uluslararası finansmana erişime dayalı alternatif
senaryoda tespit edilen ekonomik kazançların
Bu gözlemden hareketle alternatif bir senaryoyla hayata geçebilmesi, büyük ölçüde bu tasarımdan
2030’da varsayılan baz patikadan %21 azaltım elde edilecek fonların nasıl kullanılacağına
hedefiyle uyumlu olarak karbonun fiyatlamasına bağlıdır.
www.time-medya.com 59