Page 11 - Ekonomide Yeşil Dönüşüm
P. 11
Paris İklim Anlaşması 10 Kasım itibarıyla Türkiye’de yürürlüğe
girdi. Hem anlaşma hem de Avrupa Birliği’nin (AB) açıkladığı Yeşil
Mutabakat kapsamında, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını
1990 yılına kıyasla yüzde 55 azaltma hedefine doğru yol alınması
planlanıyor. AB, bu hedefe ulaşmak için sanayiden finansmana,
enerjiden ulaştırmaya kadar çeşitli alanlardaki politikalarını iklim
değişikliği ekseninde yeniden şekillendirmeye başladı.
Söz konusu hedeflerin küresel ticareti nasıl dönüştüreceği ve
Türkiye ekonomisine ne gibi etkileri olacağı ise ilgili bakanlıklar
dahil, tüm aktörlerce mercek altına alındı.
Ticaret Bakanlığından alınan bilgiye göre, sınırda karbon
düzenlemesi (SKD), ihraç edilecek ürünlerin karbon ve çevresel
ayak izinin azaltılmasını gerektiriyor.
AB politikalarında öngörülen bu kapsamlı değişikliklerin AB Tek
Pazarı üzerinde dönüştürücü etkilerinin olması beklenirken
Türkiye’nin bu dönüşümden etkilenmesi de kaçınılmaz görünüyor.
Türkiye’nin AB’ye ihracatının 2021 yılının 8 ayında geçen yılın aynı
dönemine kıyasla yüzde 39 artarak 58,7 milyar dolara ulaşması,
Birliğin dış ticaretteki artan önemine işaret ediyor. Türkiye
açısından, AB tarafından atılacak adımların ticarette bir teknik
engele dönüşmemesi, AB ile Gümrük Birliği sayesinde tesis edilen
entegrasyonun ve AB değer zincirlerine sağlanan bütünleşmenin
sekteye uğramaması, bu sürecin fırsata dönüştürülerek ticari ve
ekonomik entegrasyonu daha da geliştirilmesi öncelikli görülüyor.
Gümrük Birliği, Türkiye’yi dünya ticareti ve ekonomisinde yaşanan yeşil dönüşüme hazırlamak için
önemli bir çıpa görevi üstlenecek. Türkiye ile AB arasında sanayi ürünlerinde sağlanan malların serbest
dolaşımı, teknik mevzuat uyumu ve kalite altyapısındaki ortak temeller, ülkenin Yeşil Mutabakat’a
hızlı şekilde intibakı için birçok üçüncü ülkeye göre önemli avantajlar sağlayacak.
Türkiye’de yeşil dönüşümüne yönelik atılacak adımlar sadece AB ile bütünleşmenin korunması
açısından değil, ülkenin ihracattaki rekabetçiliğinin, değer zincirlerindeki konumunun, aynı zamanda
uluslararası doğrudan yatırımlardan alacağı payın hem korunması hem geliştirilmesi bakımından da
önem taşıyor.
İklim değişikliğiyle mücadele, sadece ülkelerin ekonomi ve ticaret politikalarının değil, uluslararası
şirketlerin de vizyonlarının önemli bir parçası haline gelirken önde gelen uluslararası şirketlerin
neredeyse tamamı değer zincirlerinin karbondan arındırılması için taahhütler veriyor.
Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu’nun çalışma esasları için yönerge hazır
Söz konusu gelişmelerin yakından takibi ve gereken uyumun sağlanmasına yönelik Türkiye tarafından
adımlar atılması, dünya ekonomisi ve ticaretinde uzun soluklu bu dönüşüme ayak uydurulması ve
ülkenin uluslararası rekabetçiliğinin korunması ve geliştirilmesi bakımından önem taşıyor.
Bu doğrultuda, gerek yeşil dönüşüm kapsamındaki AB mevzuatı gerek iklim değişikliği konusundaki
uluslararası gelişmeler Bakanlık tarafından yakından takip edilirken yapılması gereken mevzuat
değişikliği ihtiyacı da belirleniyor. Bu kapsamda gerek duyulan mevzuat değişikliklerinin de hayata
geçirilmesi öngörülüyor. Değişiklikler, ilgili bakanlıkların görev ve yetki alanı çerçevesinde ele alınıyor.
www.time-medya.com 11