Page 45 - Savunma_2022
P. 45
Her ne kadar eylül ayında ciddi bir düşüşle karşılaşsak da, 2022 yılında aylık ortalama 313
milyon dolar ihracat yaptığımız görülmektedir. Ekim ayı ve sonrası ihracatın bu ortalamada
gideceği varsayıldığında, 3 milyar 756 milyon dolar yıllık ihracata ulaşmamız mümkündür. Bu
rakamlar bize, ihracat bazında 2023 hedefine ulaşmaktan uzak olduğumuzu göstermektedir.
SİHA’lar ihracat kapılarının açılmasında önemli rol oynadı
Dağlık Karabağ’ın Ermenistan işgalinden kurtarılmasında çok önemli rol oynayan SİHA’lar,
Türk savunma ve havacılık sanayiinin geldiği noktayı bütün dünyanın gözünün önüne serdi.
Bu başarı, yeni ihracat kapılarının açılmasında bir etken oldu ve olmaya devam ediyor.
Hepimizin bildiği gibi savunma sanayii sadece mal üretiminden ve bunun pazarlanmasından
ibaret değildir. Bu konudaki edinilen deneyimler ve bu deneyimlerin üretime yansıtılması,
üretilen ürüne değer katmaktadır. Elbette her yerde olduğu gibi bu alanda da kıyasıya bir
rekabetin var olduğunu bilmekle birlikte, 2023 hedefine ulaşamazsak da, bu konuda çok ciddi
bir mesafe katettiğimize inanıyorum.
Uygun doz desteklerle “yerli ve milli” bir güç haline geline gelinebilir
Bir ürün gamında uluslararası arenada söz sahibi olabilmek için, öncelikle katma değeri yüksek
ürün üretmek, aynı zamanda ürünün içerisinde de katma değerin yüksek olması gerekir.
Herkesin yapabileceği ürünlerden yüksek gelir elde etmek mümkün değildir. Doğal olarak
üretilen ürünün ancak sizin tarafınızdan üretiliyor olması, tasarımından üretime kadar tüm
aşamalarında bilgi birikiminizin ve alın terinizin olması gerekir. Bu şartları yerine getirdiğiniz
takdirde, özgün ve değerli bir üretimin varlığından söz edilebilir.
Bugün itibariyle, bu sektörde kilogram başına ihracat değerinin Türkiye ortalamasının 54
katı yüksek olduğu bir gerçektir. Tek başına bu rakam bile bize sektördeki katma değerin ve
karlılığın ne denli iyi ve olduğunu göstermektedir.
Yeni gelişen sektörün ayakta durabilmesi için, başlangıçta desteklenmesi gerekir. “Genç
endüstriler tezi” veya “bebek endüstriler tezi” denilen bu iktisadi yaklaşım, bir sektörün kendi
kendine yetip uluslararası rekabet edebilir niteliğe erişene kadar koruma altına alınması
esasına dayanır. Aksi takdirde, ezici rekabet karşısında büyüyemeden yok olacaktır. Güney
Kore bu stratejiyi uygulayarak tüm dünyada bilinen ve alanında çok güçlü olan markalar
yetiştirmiştir.
Burada en önemli nokta, korumanın nereye kadar devam edeceğine karar vermektir. Çünkü
sürekli koruma bu kez, “koruma korumacılık gerektirir” iktisadi tezini gündeme getirir. Sürekli
korunan sektör rekabete açık hale gelemez, aksine tüketicilerin üzerine bir yük haline gelir.
Ülkemizde hepimizin coşkuyla izlediği savunma ve havacılık sektörü de bu iki iktisadi tezin
uygun dozlarda uygulanarak “yerli ve milli” bir güç haline gelmesi gerekir. Elbette çok küçük
kompinentlerden oluşan ürünün tüm parçalarının, başlangıçta yerli olarak üretilmesini
beklemek hayaldir. Ancak bu sektörde küresel bir güç haline gelebilmek için, bu parçaların ve
sınai haklarının sürekli olarak artan bir periyotta yerlileştirilmesi şarttır.
Hizmet ihracatçısı konumumuzu daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz
Ünsped Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetler A.Ş., Türkiye’deki gümrük işlemlerinin
yaklaşık yüzde 10’unu gerçekleştiren, Türkiye sathında yaygın servis ağı bulunan, hemen
her sektöre hizmet veren, yerinde AR-GE Merkezi ve modern teknolojiden istifade eden
uygulamaları ile sektörün en önde gelen firmalarından birisidir.
www.time-medya.com 45